7 Haziran 2008 Cumartesi

düşeyazmak

-Sürekli yolculukta yazası geliyor insanın, bilmem nedendir midemi bulandırdığı halde yazma ihtiyacı duyuyorum. Herşey gibi bu da bir muamma.

-İnsan kendini nefesiyle bile ifade edebiliyor.

-Hem nefesim...

-İçimi sıkan çamaşırcı kızdan daha beterleri de varmış mengene adam diyorlar adına hem can sıkıyor hem baş ağrtıyor.

-'yahu' ile 'ayol' cinsiyeti olan kelimeler. Biri nasıl traş sabunu kokuyor, biri de nasıl hanımeli..

-Benim için önemli olan şeyleri başımın üstünde değil başımın ucunda tutarım ki onlar beni ben onları görebileyim, haberdar olalım birbirimizden diye...

-Düşünsene bir yüzyılın sonunda çocuktuk, bir yüzyılın başında ergen
ne kadar da geç büyümüşüz meğersem...

-Saklıcak kimsen yoksa neden tutarsın bir sırrı içinde tek başına saklambaç oynama heyecanına yenilip.

-Senden sonra herşey yarıN kaldı. Bugün olmaz artık yarıM yaparım.

-20li yaşlar da 20lik dişler gibi. Ne zaman başverdiğini anlayamıyorsun , sonra sonra başlıyor sancısı.

-Hiç sıfırdan başlamadım hayatta. Sıfıra hiç uğramadım değil, hep ordaydım bir adım ilerisine gidemedim sadece.

-Halet-i ruhiyeme geçtiğim alt yazılardır yazdıklarım düşünce balonları değil. Aksine düşünmekle uzaktan yakından ilgisi yoktur, o yüzden kanıtıdır maymunlaştığımın.

-Bütün hayatlar Roman'a çıkar.

-Gözü kapalı, güneşe yüzünü dönmek gözünüzü kapattığınızda karanlığı görmemenizin tek yoludur.

1 yorum:

Çağın Türkoğlu dedi ki...

Bu yazıdaki sözleri şanlı şöhretrli ünlü unlu pis puslu insanlar değil , benim yoldaşım yazdı :)
Ellerina sağlık ogişida

( Bir öncekini de ben sildim yanlış yazıttırıvermişim )